Elif Buse
Moderator
- Katılım
- 10 Şub 2021
- Mesajlar
- 53
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 6
Gönlünde sadece kötülüğe yer olan insanın ağzından iyi bir şey çıkmaz. İnsan her zaman elinde ki malzemeyi kullanır.
Çok şükür karakterimiz sağlam. Arkamız değil.
Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun gözyaşlarımızın rengi aynıdır
İşimiz Rab’be kaldı ise, oldu bil.
Başladığın cümleyi sonlandıramaz virgüllerle uğraşırsan, noktayı koyan başkası olur!
Gönlünü defter eylersen eğer; yazıp çizen de yırtıp atan da çok olur.
Koştuğumda yanımda olanlar değil, düştüğümde kaldıranlar dostumdur!
Ara sıra aynaya bakması gerekir insanın; güzel miyim sorusunu değil insan mıyım sorusunu sormalı.
Üst dudağın gökyüzüm, alt dudağın yeryüzüm olsun. En sevdiğin ad olayım arasında.
Seni üzmek istemiyorum diyenler, genelde sizi en çok üzenler ve hayatınızın ortasına “bırakıp” gidenlerdir.
Ne bir sαvcı kαlırdı ne bir yαsα. Şu insαnoğIu, önce 1 kendini yargılαsα!
Aşk bir kelimeden ibarettir, ta ki ona anlam yükleyen biri gelene kadar.
Herkesin bir intihar hayali vardı. Ben seni sevmeyi seçmiştim.
Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk değişimi kendinden başlatmalısın. Kendini değiştiremeyen kişi, hiçbir şeyi değiştiremez.
Melek olsa kıyamet gününde yüzüne bakmayacağım insanlar var.
Milyarlarca galaksi içinde bulunan, trilyonlarca yıldızın içinde sadece denizde ki kum tanesi kadarsın. Varlığından kâinatın çoğunun haberi yoktu, yokluğundan da olmayacak. O yüzden hayatın tadını çıkarmaya bak.
Yaşamı anlamlı kılan sadece hayatta kalmak değil, başkalarının da hayatlarına dokunmak, onları yaşatmaktır.
İnsan masum doğar ve büyüdükçe kirlenir, her ortamda farklı maskeler takmaya başlar, kendini korumak veya çıkar elde etmek için. Ama maske ile yaşanan bir hayat ancak sahte ve geçici mutluluklar getirir.
Hayatının anlamını arayan bir insan için zaman en gerekli olgudur. Çünkü hayat yaşadığımız her anda gizlidir ve anlam arayışımız ölene kadar devam eder.
Bir şeye sahip olmak ne kadar meşakkatli ve zor ise, onu kaybetmek o kadar kolay ve acı vericidir.
Başımıza gelen kötü şeylere kızar ve isyan ederiz. Hâlbuki bu kötü olaylar, savunma mekanizmamızı güçlendirip hayatın zorlukları karşısında kendimizi daha iyi korumamıza neden olur.
Dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü düşünen insanlar, aslında kibir zehrinin girdabında döndüklerinin farkında değillerdir.
Ömrünüz bitene kadar sevin, menfaatiniz bitene kadar değil.
Tahammülünüzün kalmadığı insanı silerken sadece kendinizi düşünürsünüz.
Gitmek istediğim herhangi bir kent yok. Ama nefes almak istediğim yer bu kent de değil.
Aradaki mesafe yollarda değildir. Sadece iki kalp arasındadır.
Eski sen olsan ördüğüm bütün duvarları ellerimle yıkardım. Ama yeni sen buna değmezsin.
Bu bölümde birbirinden güzel anlamlı sözler bulabilirsiniz.
Sen artık benim en sevdiğim manzara değil, herkesin izleyebileceği bir kıyısın.
Severken sizden vazgeçmiş bir insanı, hiçbir şeyle korkutamazsınız.
Soğumak diyorum albayım, bir anlık eylem.
Uzak kalmanın hüznü içime sığmıyor. Ama bana gelmeyen insana gidemiyorum da.
Sana yazdığım satırlardan hiç yorulmadım ama en azından birinden de haberin olsaydı.
Ben o öfkeyle dünyayı oynatırdım ama eve gittim. İşte büyümek diye buna deniyor.
Canımı yaka yaka, boğazımdaki düğümleri yutkundum.
Sevdiği ben değilim. Size bunun acısını anlatamam.
Bazen var’ı anlarsınız, yok ile…
Bu hep böyleydi. İyi insanlar yanlış duraklarda bile güzel günler beklerken, kötü insanlar doğru durakta bile kıymet bilmediler.
Alışıyorsunuz zamanla her şeye ama asla bitmiyor.
Ne istediğin ile ne yapabileceğin arasındaki farkı ancak kendinden vazgeçtiğinde kapatabilirsin.
İnsan beyni her zaman mükemmel bir çiftçi. Durmadan her şeyi ekip biçiyor. Sonunda ise her şeyi anlıyorsun. Anlamak… Anlamak çok tehlikeli bir şey.
Bir yol düşüyorsun önce. Ama ne başındasın bu yolun ne de sonunda. Üstünde bile değilsin hatta ama içinden çıkamıyorsun.
İnsan bir kere yalnız kalmaya görsün hemen alışıyor yalnızlığa. Yolun sonunda kimseye ihtiyacı olmayan, güçlü ama hissiz bir insana dönüşüyorsunuz.
Ben düştüğüm her çukurdan kendim çıktım, simdi kimseye eyvallahım yoksa en zor zamanımda elimi tutan olmamasındandır.
Sana söyleyecek ağır sözlerim var elbet, ama dudaklarım senin kalbin kadar vicdansız değil.
Seven insan iki eli kanda bile olsa yine gelir, bahaneler üretmez
Önceleri hakli olduğumu düşündüğümde karşımda ki anlayana kadar anlatırdım, artık yoruldum haklı olduğumu anladığım an susuyorum.
Şu dünyadaki en büyük jüri el âlemdir.
Uçmayı seviyor isen düşmeyi de göze alacaksın. Korkarak yaşadığında yalnızca hayatı seyredersin.
Ve gün gelir avuç açarak istediğiniz ne varsa ellerinizin içinde bulursunuz. İnanın. İnanmaktan vazgeçmeyin!
Seni gösterip. “Bakın! Bu da benim hayattaki tek limanım!” demek istiyorum.
Çalışmak sizden 3 büyük şeyi uzaklaştırır. Can sıkıntısını, kötü alışkanlıkları, fakirliği!
Mutluluğu herkes ile paylaşman mümkün fakat üzüntüyü paylaştığın kişiler özeldir.
Öperken kokunu içime çekmişliğim vardı o yüzdendir burnumda tütmen.
Bazen her şey üstüne geliyordur, birden fark edersin ki aslında yanlış yolda olan senmişsin.
Beden güzelliğine verdiğiniz önemi gönül güzelliğine verseydin, gönlü güzel insanları bu kadar üzmez idiniz.
Bazen seçimlerin en iyisi vazgeçmek oluyor.
Asıl cehennem yüreğinizde sevginin bittiği yerde başlar.
Aklın yarda ise gözün yerde olacak!
İnsanlar sevmeyi kol kola olmak zannediyor.
Kan bağının bir anlamı kalmıyor, canı gönülden bağlı değilsen eğer.
Namımız dost ellerinde yürür, sevgimiz yarin yüreğinde büyür.
Biz hiç kimseyi yarı yolda bırakmadık, onlar ilk durakta kendileri indiler.
Ne kadar çok yenilirsen yenil, en büyük yenilginden sonra nasıl ayağa kalkabildiğindir önemli olan.
Kalbin içinde iman ve sevgi olduktan sonra korkmayın o kalbi sevin. Bir erkeğin merhameti kalbinde yatar.
Mükemmel değilim; çillerim var, kollarımda benlerim, yüzümde kırışıklıklar, bacaklarım kalın, ayaklarım büyük ama kalbim temiz. Güzel değilim ama insanım, zengin değilim ama insanım, zayıf ya da ince değilim ama insanım, yüzümdeki lekelerle insanım. Kalbimdeki sevgiyle, dilimdeki güzellikle, kilolarımla ve kalın bacaklarımla insanım. Kadın olmaktan önce ben insanım!
Hangi yaşta ölürsek ölelim tamamlanmayan cümlelerimiz olacak. (Ferruhzad)
Benim olsunlarım vardı, onun olmazları. Benim hadi deyişlerim vardı, onun dur bir sabret deyişleri. Hayat tempomuz farklıydı; ben hayatı hiç zamanım kalmamış gibi panikle yaşardım, o ise sanki sonsuzmuşçasına erteleyerek.
Gülün; dünyadaki en samimi devrimdir gülümsemek. Gülümseyen insanlara gülün, somurtan insanlara gülün, ağlayanlara yaklaşarak tebessüm edin. Bu dünyanın en güzel duygusu içten gelen bir gülümsemeye şahit olmak. Ölüm gerçek, gülün!
İnsanları anlamak için her gece bir insan daha yaratıyorum kendi başına buyruk ve biraz sığ. Hiç biri dönmüyor yanlışlardan, sonuç hepsi insan görünümlü şeytan.
Oyunu kurallarına göre oyna; çalıp çırpmak emeğin hakkına girmek demek.
Duygularınıza sahip çıkın! Hayatta sahip olabileceğiniz en güzel şey duygularınızla büyüyüp, duygularınızla ölebilmektir.
Kalbin aynasını gözler olarak kabul eden kişiye sesleniyorum, artık kalbin aynası yok! Kırıp döktüler, gözler de kalpler de kör artık.
Güvenmek istiyorsan dön bak seni hayatın boyunca koruyana. On kilitli kapıdan daha güvenilirdir bir babanın evde oluşu.
Herkes ektiğini biçiyor. Bir yaşam seçiyorsun ve seçtiğin yaşamı bedelini ödüyorsun.
Çok tuhaftır; bazı insanlar yağmurun kokusunu ve bilhassa kendisini hissedebiliyorken bazıları sadece ıslanır.
Yaşadığın yeri cennet yapmaktır önemli olan; yaşadığın yeri cennet yapamıyorsan, kaçtığın her yer cehenneme döner velhasıl kelam.
Herkesten önce kendine güvenmeli bir insan. Başkalarına güvenip yola çıkanlar, yarı yolda ışıksız kalırlar.
Hayatta çok net bir bilgi vardır kadınlar hakkında. Bir kadının aklındakini yapmasını sadece erteleyebilirsin asla engelleyemezsin.
Kısa anlamlı sözler bölümünde kısa sözler bulabilirsiniz.
Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar. (Nietzsche)
Affetmek en büyük erdemdir, affedin. Geçmişinizi kurtaramasanız da geleceğinizin önünü açmış olursunuz.
Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olunmaz.
Büyüklenmek nasıl bir küçülmektir öyle! Yukarı kaldır kafanı bir bak; ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakların kaderidir yere düşmek.
İnsan aklının alamayacağı kadar tehlikeli oyunlar var bu hayatta. Kimi kolunu, kimi bacağını, kimi gözünü kimi insanlığını kaybediyor.
Bazı durumlarda fazla söz etmeye gerek yoktur. İnsanlar kimliklerini ceplerinde, karakterlerini yüreklerinde taşır. İkisinin de belli bir ağırlığı ve bedeli bulunur.
Dünyadaki en bilgili insan en alim insan değildir. Önemli olan bilginin hangi amaçlarla ve ne doğrultuda kullanıldığıdır.
Yamuk ağaçtan düz baston çıkarmak öyle kolay değil. Bu yüzden insan ilk önce söylediklerinin arkasında durmalı. Tutamayacağı sözlerle ne başkasını ne kendini kandırmalı.
Karşındaki tepeye konan kuşları görüyorsun, uçup gittiler. Tepeye bir daha bak, o tepede ne bir eksilme ne de bir fazlalık var.
Bir insanın nasıl güldüğünden o insanın nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayacak kadar iyi bir gözlemci misin? Hiç tanımadığınız insanlar, sizi hiç tanımadığınız mutluluklara götürebilir.
Her şeyi açıklığa kavuşturmak mı istiyorsun? Yalnızca bir sözcük bütün her şeyi açıklayacaktır, niye söylemeye cesaretin yok?
Düşünceler adeta birer çiçek gibidir, şafak vakti toplanan çiçekler en uzun süre taze kalanlardır. Çiçeğin dalında güzel olduğunu düşünenlerse, bu dünyada rastlanmayacak kadar saf kalmayı başaranlardır.
Eğer açlıktan ölmek üzere olan yardıma muhtaç bir hayvana sahip çıkar ve onu beslerseniz size asla saldırmaz. Sizi koruyabilmek için canını ortaya koyar. İnsan ve hayvan arasındaki fark budur.
Yaşam dediğimiz şey nasıldır bilir misiniz? Dörtte biri güzel vakit geçirdiğimiz anlar, geri kalanı ise o güzel anları anımsamak.
Hangi ağaç bir diğerini ‘yaprakları eğri’ diye dışlar? Hangi balık bir diğerini “farklı yüzüyor” diye yasaklar? İnsan her şeyi bildiğini düşünüp, kendini asla bilemeyecek tek varlıktır.
Eğer bir kadın gözleri yerinden çıkacakmışçasına ağlıyorsa, onu ağlatan adamın başına geleceklerin imzası kadının gözyaşları olacaktır.
Hissettiğin çoğu şeyi bildiğini sandığın sözcüklerle açıklığa kavuşturamazsın. Genellikle en yakın anlamı taşıyan sözcüğü tercih edersin, ancak aradığın sözcük aslında farklıdır.
Yüreği parçalamaya tek bir söz yeter, fakat paramparça olan yüreği eski haline getirmeye ne bir özür, ne de bir yaşam yeter.
Bazı insanlar yaralandıkları zaman kendilerini iyileştirmek zorundadır. Hiç kimseye yardıma muhtaç olduklarını söyleyemezler, çünkü muhtaçlık bir zincirdir.
İnsanların gerçek yüzlerini göremediğin için kendine kızıyorsun. Ancak onların gerçek yüzleri her zaman yerli yerindedir. Nasıl baktığın ve nasıl gördüğün değil midir bütün olay?
Bazı insanlar ne yaşadıklarını, nasıl yaşadıklarını hiçbir zaman anlayamaz. Oysa gerçek anlamda yaşamak istiyorsanız birkaç defa ölmeniz gerekir.
Kendi kafasının içinde yaşayan insanlar için başka biriyle bir ilişkiye başlamak, başka birini yaşamak oldukça zordur. Dünya, insanın kafasında kurduğu kadar büyüktür.
Evrendeki en temiz kişi olduğunu savunan insanlar, gerçekte şeytanı bile kandırabilecek kapasiteye sahip olan kişilerdir. Eğer bir insan gerçekten saf ise, bunu dillendirme yoluna gitmez.
Hep aynı sen olarak kalacağını mı düşünüyorsun. İnsanların neredeyse tamamı değişir. Çoğunlukla asla dönüşmeyeceklerini söyledikleri şeyin kendisi olurlar.
Eğer bir kişi size “seni asla affetmeyeceğim” diye çıkışıyorsa, bu cümlenin içinde gizli bir “seni asla unutmayacağım” olduğu görülecektir.
Fazlasıyla dürüstsen, yeterince aşık olmuşsan, saf bir sevgiye sahipsen, kendinden başka hiçbir şeyden korkmuyorsan tamamsın demektir. Artık mutsuz olabilmek için hazırsın.
Başka kişilerin sizin hakkınızda ne düşündüklerini niye bu kadar umursuyorsunuz? Ben bunları umursamayarak yaşamımı beş yıl daha uzatmayı başardım.
Eğer bir tünele giriyorsanız, karşılaşabileceğiniz sonuçlara hazır olmanız gerekir. Tünelin sonundan size doğru yaklaşan ışık umudun değil bir kamyonun farı olabilir.
Aşkı öğrenmekle vakit kaybetme! Yalnızlığı iyice tanı ve onu öğren. Çünkü hayatının büyük bir kısmında yalnızlığına gereksinim duyacaksın.
İnsanoğlu mutluluğu hep uzaklarda arar, hâlbuki mutluluk hep ayağının dibindedir, göremez. Bizde olmadığını düşündüğümüz tüm güzel şeyleri, hep uzakta ararız.
Başkasının acılarını anlamayan kişiler de empati olmaz, empati sahibi olan kişiler asla başkalarının canını yakmaz.
Sevilmeyi beklemek için severseniz, bunun adı ticaret, karşılık beklemeksizin fedakârca severseniz, bunun adı gerçek sevgidir.
Hayatta en kahpe insan, kendisine yapılan iyiliklere karşılık kötülük eden nankör insanlardır.
İnsanların ne istediklerini anlayabilmek için, hayallerine bakmak gerekir. Zira hayalleri olmayan insanların ne istedikleri belli değildir.
İnsan binlerce yaratılan canlı içerisinde, egosu için öldüren tek varlıktır. İnsan dışında ki tüm canlılar, sadece doğaları gereği hayatta kalabilmek için öldürürler.
Kendi içinde ki boşlukları doldurmadan, eksiklikleri ve kusurları ile yüzleşmeden sevmeye çalışan insan, başkalarının hayatı için sadece hayal kırıklığı olur.
Hatasını kabul etmeyen insan kadar kedine zarar veren başka kimse yoktur. Kısacık hayatı, doğru bildiği yanlışları yaşayarak, zaman kaybı ile hatalar ile dolu geçer.
Yaşamak, ölmekten daha zor, öyleyse sizin için ölenleri değil, yaşayanları daha çok sevin.
Hem kötü, hem iyi insan yoktur. Ya iyi insansındır ya da kötü. İyiliğin olduğu yerde kötülük, kötülüğün olduğu yerde iyilik yaşayamaz.
Sadakat parayla satın alınabilecek bir erdem değildir. Ancak gerçekten sevebilen insanların, doğal refleksidir.
Dostlarını kaybetmek istiyorsan, onlarla para alış verişine gir. Bir dostu kaybetmenin en kısa yolu, onunla ticarettir.
Bilimin ve sanatın olmadığı yerde, ahlaki kavramlar gelişmez ve insanın değeri olmaz.
Sevebilen insan için cennet, sade bir mekândan ibaret değildir. Sevdiklerinin yüreğidir.
Hayatta ki en büyük ironilerden biri, cahil insanlar garip bir şekilde mutlu iken, bilgili ve sorgulayan insanların ölümüne mutsuz olmasıdır.
Herkes saf ve iyi doğar, önemli olan hayatın tüm kötülüklerine rağmen, iyi olma mücadelesi sergileyebilmektir.
Öyle bir insan olmalısın ki, başına ne gelirse gelsin, omurgalı davranmaktan vazgeçmemelisin. Omurgası olmayan bir insanın, tek hücreli canlılardan farkı yoktur.
İnsan kaç yaşına gelirse gelsin, içinde ki çocuğu öldürmemeli. İçimizde ki çocuk, saflığı ve iyiliği temsil eder, o ölürse geriye sadece saf kötülük kalır.
Medeniyet egonun gelişimi değil, düşünce ve eğitimin gelişmesi demektir.
Yarı yolda bırakılanlar yarı yolda bırakmazlar.
Anlamlı yazılar ile gönderilerinizi anlamlandırın.
Bildiğim bir geçmişe dönmektense, bilmediğim bir geleceğe yürürüm.
Bazılarının derinliği sularının bulanıklığından kaynaklanır. Aldanmayın!
Kendimi aradığım ne varsa, sende fazlasıyla buldum. Tamamlanmayı, bir insanın yarısı olmayı sende öğrendim.
Gerçek şu ki dostum; kimse için kendinizi tükettiğinize değmiyor. Ne kadar vefa gösterirseniz o kadar hain oluyor insanlar.
Şimdi çağırsan beni. Yine koşarak gelirim, nefes nefese gelirim yanına. Beni kırdığın aklımın ucundan geçmez. Ne kötü değil mi?
Sanki bir fotoğrafın iki karakteriydik ve o fotoğrafı biri ortadan ayırmıştı. Şimdi diğer yarısını özlemiş bir fotoğrafım hayatta.
Sadece durup bakışın, tüm dünya manzaralarıyla ölesiye yarışır.
Bir süre sonra her şeye alışmış gibi hissediyorsunuz. Tükenmiş olmanın sonucu bu. Yorulmuşluğun bedeli. Ne yazık ki…
Kendini özel hissettiğin ne varsa bir gün son bulacak. Öleceksin ve hayat kaldığı yerden devam edecek. Ne kadar üzücü değil mi?
Biri hakkında ileri geri konuşmadan önce iyi düşünün. Çünkü bulaştıracağınız çamur önce sizin ellerinizde olacak.
Biliyorum kolay değil beni anlamak. Ama sizi anlamak inanın çok daha zor.
Sanki seni tanımadan önce sadece var olmuşum hayatta. Seni tanıdıktan sonra yaşadığımı anladım.
Boğazına kadar dolusun ama hala içine atıyorsun. Öyle ki nefes alacak yerin kalmamış..
Gün bitti. Gülüşün üç gün gitmedi gözümün önünden.
Düşün ki tüm hayatın boyunca kafesin içinde yaşamışsın. Sonra bırakmışlar seni özgürsün, dilediğin gibi uçabilirsin. Ama gel gör ki kanatların güçsüz.
Bir gün hayatım tersine dönse de, burnumda tütenler bitse burnumun dibinde. Olmaz mı?
Bir insan ölmek istiyorsa, ona hayat veremezsiniz. Uğraşmayın boş yere.
Gelişin tüm kurumuş dallarıma arıların konması gibiydi. Umudun başkentiydi gözlerin.
İnsanlar böyledir. Bir yanlışının bin doğrunu götürmesine izin verir ve seni bir daha tanımazlar. Buna nankörlük de diyemezler üstelik.
Hayatımda olup biten ne varsa, uğruna hep ben çaba harcamışım meğer. Sadece benim çabamla olan her şeye helal olsun ama yorulup da vazgeçtiğim her ne varsa, iyi ki olmamış!
Bir süre sonra değiştiğimi iddia ettiler ama ben sadece kimin ne olduğunu görmeye başlamıştım.
Sonra ne olacaksa olsun ya deyip aklındaki her şeyi salıyorsun. Mutluluk ise tam bu noktada başlıyor. En cesur hareketin oluyor. Sonra ise senin için hiçbir şey bırakılamaz olmuyor açıkçası.
Ne zamanki sıkı sıkı tutunduğun o koltuk kenarlarını bırakıp, cesaretle tutunmadan bir adım atıyorsun; işte o zaman yürüyorsun. İşte o zaman büyüyorsun!
Dışarıdan evinize geldiğinizde anahtarı aramak yerine zile basabiliyorsanız, dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz demektir.
Bazen sevgi her şeyin de üstesinden gelmez. Anlayış, saygı ve sadakat daha ağır basıyor bazen.
Bazıları yüreğinizin büyüklüğü karşısında ezilir. Vefa gösterip de yüceltmeyin!
Sonra sen çok şanslı bir insan olarak görüneceksin insanların gözünde. Onlar ise asla o aşamaya gelene kadar nelerle savaştığını bilemeyecekler!
Varla yok arası bulutlar bana göre değildi. Ya şimşekler çaktı, ya da güneşler açtı ruhumda.
Yaşamaya geç kaldığın hayat, asla bir hayat değildir. Sil her şeyi ve yeniden bir yol çiz kendine.
Her şey bitmiş ya da her şey yeniden başlamış.. Çok da bir önemi yok artık. Çoğum gitmiş, azım kalmış..
Bazı kelimeler diyorum, bazı insanların duyması için fazla güzel. Boş yere harcamayın.
Çalışıp kazanarak alınmayan ne varsa hep içinizde ukte kalacak. Ömür boyu sevilmenin verdiği huzuru arayacaksanız! Ömür boyu ne kadar çaba harcarsanız harcayın sevilmeyeceksiniz!
İnsanın gönlü boşuna yanmaz yiğidim. Ya geleceğe dair yaşamak istedikleri vardır ya da geçmişte kalan yaşanmışlıklar.
Bir kişinin tek bir yalanını yakaladığında, her doğrusunu sorgulamaya başlarsın.
Gökyüzünden okyanus dahi düşse aramızdan su geçmemeli.
Mevsimler suçsuz, yokluğun buz gibi.
Sükunet en güzel huzudur.
Yaşadığın, ayak bastığın o şehir çok şanslı. Belki de gözlerini gökyüzü zanneden martılar bile vardır.
Hükümdar olsaydım, senin olduğu yere saldırsaydım, gözlerini görünce gardımı düşürür, mağlup olurdum. Hiçbir zaferin vermeyeceği tatta bir mağlubiyet olurdu.
Çok şükür karakterimiz sağlam. Arkamız değil.
Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun gözyaşlarımızın rengi aynıdır
İşimiz Rab’be kaldı ise, oldu bil.
Başladığın cümleyi sonlandıramaz virgüllerle uğraşırsan, noktayı koyan başkası olur!
Gönlünü defter eylersen eğer; yazıp çizen de yırtıp atan da çok olur.
Koştuğumda yanımda olanlar değil, düştüğümde kaldıranlar dostumdur!
Ara sıra aynaya bakması gerekir insanın; güzel miyim sorusunu değil insan mıyım sorusunu sormalı.
Üst dudağın gökyüzüm, alt dudağın yeryüzüm olsun. En sevdiğin ad olayım arasında.
Seni üzmek istemiyorum diyenler, genelde sizi en çok üzenler ve hayatınızın ortasına “bırakıp” gidenlerdir.
Ne bir sαvcı kαlırdı ne bir yαsα. Şu insαnoğIu, önce 1 kendini yargılαsα!
Aşk bir kelimeden ibarettir, ta ki ona anlam yükleyen biri gelene kadar.
Herkesin bir intihar hayali vardı. Ben seni sevmeyi seçmiştim.
Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk değişimi kendinden başlatmalısın. Kendini değiştiremeyen kişi, hiçbir şeyi değiştiremez.
Melek olsa kıyamet gününde yüzüne bakmayacağım insanlar var.
Milyarlarca galaksi içinde bulunan, trilyonlarca yıldızın içinde sadece denizde ki kum tanesi kadarsın. Varlığından kâinatın çoğunun haberi yoktu, yokluğundan da olmayacak. O yüzden hayatın tadını çıkarmaya bak.
Yaşamı anlamlı kılan sadece hayatta kalmak değil, başkalarının da hayatlarına dokunmak, onları yaşatmaktır.
İnsan masum doğar ve büyüdükçe kirlenir, her ortamda farklı maskeler takmaya başlar, kendini korumak veya çıkar elde etmek için. Ama maske ile yaşanan bir hayat ancak sahte ve geçici mutluluklar getirir.
Hayatının anlamını arayan bir insan için zaman en gerekli olgudur. Çünkü hayat yaşadığımız her anda gizlidir ve anlam arayışımız ölene kadar devam eder.
Bir şeye sahip olmak ne kadar meşakkatli ve zor ise, onu kaybetmek o kadar kolay ve acı vericidir.
Başımıza gelen kötü şeylere kızar ve isyan ederiz. Hâlbuki bu kötü olaylar, savunma mekanizmamızı güçlendirip hayatın zorlukları karşısında kendimizi daha iyi korumamıza neden olur.
Dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü düşünen insanlar, aslında kibir zehrinin girdabında döndüklerinin farkında değillerdir.
Ömrünüz bitene kadar sevin, menfaatiniz bitene kadar değil.
Tahammülünüzün kalmadığı insanı silerken sadece kendinizi düşünürsünüz.
Gitmek istediğim herhangi bir kent yok. Ama nefes almak istediğim yer bu kent de değil.
Aradaki mesafe yollarda değildir. Sadece iki kalp arasındadır.
Eski sen olsan ördüğüm bütün duvarları ellerimle yıkardım. Ama yeni sen buna değmezsin.
Bu bölümde birbirinden güzel anlamlı sözler bulabilirsiniz.
Sen artık benim en sevdiğim manzara değil, herkesin izleyebileceği bir kıyısın.
Severken sizden vazgeçmiş bir insanı, hiçbir şeyle korkutamazsınız.
Soğumak diyorum albayım, bir anlık eylem.
Uzak kalmanın hüznü içime sığmıyor. Ama bana gelmeyen insana gidemiyorum da.
Sana yazdığım satırlardan hiç yorulmadım ama en azından birinden de haberin olsaydı.
Ben o öfkeyle dünyayı oynatırdım ama eve gittim. İşte büyümek diye buna deniyor.
Canımı yaka yaka, boğazımdaki düğümleri yutkundum.
Sevdiği ben değilim. Size bunun acısını anlatamam.
Bazen var’ı anlarsınız, yok ile…
Bu hep böyleydi. İyi insanlar yanlış duraklarda bile güzel günler beklerken, kötü insanlar doğru durakta bile kıymet bilmediler.
Alışıyorsunuz zamanla her şeye ama asla bitmiyor.
Ne istediğin ile ne yapabileceğin arasındaki farkı ancak kendinden vazgeçtiğinde kapatabilirsin.
İnsan beyni her zaman mükemmel bir çiftçi. Durmadan her şeyi ekip biçiyor. Sonunda ise her şeyi anlıyorsun. Anlamak… Anlamak çok tehlikeli bir şey.
Bir yol düşüyorsun önce. Ama ne başındasın bu yolun ne de sonunda. Üstünde bile değilsin hatta ama içinden çıkamıyorsun.
İnsan bir kere yalnız kalmaya görsün hemen alışıyor yalnızlığa. Yolun sonunda kimseye ihtiyacı olmayan, güçlü ama hissiz bir insana dönüşüyorsunuz.
Ben düştüğüm her çukurdan kendim çıktım, simdi kimseye eyvallahım yoksa en zor zamanımda elimi tutan olmamasındandır.
Sana söyleyecek ağır sözlerim var elbet, ama dudaklarım senin kalbin kadar vicdansız değil.
Seven insan iki eli kanda bile olsa yine gelir, bahaneler üretmez
Önceleri hakli olduğumu düşündüğümde karşımda ki anlayana kadar anlatırdım, artık yoruldum haklı olduğumu anladığım an susuyorum.
Şu dünyadaki en büyük jüri el âlemdir.
Uçmayı seviyor isen düşmeyi de göze alacaksın. Korkarak yaşadığında yalnızca hayatı seyredersin.
Ve gün gelir avuç açarak istediğiniz ne varsa ellerinizin içinde bulursunuz. İnanın. İnanmaktan vazgeçmeyin!
Seni gösterip. “Bakın! Bu da benim hayattaki tek limanım!” demek istiyorum.
Çalışmak sizden 3 büyük şeyi uzaklaştırır. Can sıkıntısını, kötü alışkanlıkları, fakirliği!
Mutluluğu herkes ile paylaşman mümkün fakat üzüntüyü paylaştığın kişiler özeldir.
Öperken kokunu içime çekmişliğim vardı o yüzdendir burnumda tütmen.
Bazen her şey üstüne geliyordur, birden fark edersin ki aslında yanlış yolda olan senmişsin.
Beden güzelliğine verdiğiniz önemi gönül güzelliğine verseydin, gönlü güzel insanları bu kadar üzmez idiniz.
Bazen seçimlerin en iyisi vazgeçmek oluyor.
Asıl cehennem yüreğinizde sevginin bittiği yerde başlar.
Aklın yarda ise gözün yerde olacak!
İnsanlar sevmeyi kol kola olmak zannediyor.
Kan bağının bir anlamı kalmıyor, canı gönülden bağlı değilsen eğer.
Namımız dost ellerinde yürür, sevgimiz yarin yüreğinde büyür.
Biz hiç kimseyi yarı yolda bırakmadık, onlar ilk durakta kendileri indiler.
Ne kadar çok yenilirsen yenil, en büyük yenilginden sonra nasıl ayağa kalkabildiğindir önemli olan.
Kalbin içinde iman ve sevgi olduktan sonra korkmayın o kalbi sevin. Bir erkeğin merhameti kalbinde yatar.
Mükemmel değilim; çillerim var, kollarımda benlerim, yüzümde kırışıklıklar, bacaklarım kalın, ayaklarım büyük ama kalbim temiz. Güzel değilim ama insanım, zengin değilim ama insanım, zayıf ya da ince değilim ama insanım, yüzümdeki lekelerle insanım. Kalbimdeki sevgiyle, dilimdeki güzellikle, kilolarımla ve kalın bacaklarımla insanım. Kadın olmaktan önce ben insanım!
Hangi yaşta ölürsek ölelim tamamlanmayan cümlelerimiz olacak. (Ferruhzad)
Benim olsunlarım vardı, onun olmazları. Benim hadi deyişlerim vardı, onun dur bir sabret deyişleri. Hayat tempomuz farklıydı; ben hayatı hiç zamanım kalmamış gibi panikle yaşardım, o ise sanki sonsuzmuşçasına erteleyerek.
Gülün; dünyadaki en samimi devrimdir gülümsemek. Gülümseyen insanlara gülün, somurtan insanlara gülün, ağlayanlara yaklaşarak tebessüm edin. Bu dünyanın en güzel duygusu içten gelen bir gülümsemeye şahit olmak. Ölüm gerçek, gülün!
İnsanları anlamak için her gece bir insan daha yaratıyorum kendi başına buyruk ve biraz sığ. Hiç biri dönmüyor yanlışlardan, sonuç hepsi insan görünümlü şeytan.
Oyunu kurallarına göre oyna; çalıp çırpmak emeğin hakkına girmek demek.
Duygularınıza sahip çıkın! Hayatta sahip olabileceğiniz en güzel şey duygularınızla büyüyüp, duygularınızla ölebilmektir.
Kalbin aynasını gözler olarak kabul eden kişiye sesleniyorum, artık kalbin aynası yok! Kırıp döktüler, gözler de kalpler de kör artık.
Güvenmek istiyorsan dön bak seni hayatın boyunca koruyana. On kilitli kapıdan daha güvenilirdir bir babanın evde oluşu.
Herkes ektiğini biçiyor. Bir yaşam seçiyorsun ve seçtiğin yaşamı bedelini ödüyorsun.
Çok tuhaftır; bazı insanlar yağmurun kokusunu ve bilhassa kendisini hissedebiliyorken bazıları sadece ıslanır.
Yaşadığın yeri cennet yapmaktır önemli olan; yaşadığın yeri cennet yapamıyorsan, kaçtığın her yer cehenneme döner velhasıl kelam.
Herkesten önce kendine güvenmeli bir insan. Başkalarına güvenip yola çıkanlar, yarı yolda ışıksız kalırlar.
Hayatta çok net bir bilgi vardır kadınlar hakkında. Bir kadının aklındakini yapmasını sadece erteleyebilirsin asla engelleyemezsin.
Kısa anlamlı sözler bölümünde kısa sözler bulabilirsiniz.
Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar. (Nietzsche)
Affetmek en büyük erdemdir, affedin. Geçmişinizi kurtaramasanız da geleceğinizin önünü açmış olursunuz.
Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olunmaz.
Büyüklenmek nasıl bir küçülmektir öyle! Yukarı kaldır kafanı bir bak; ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakların kaderidir yere düşmek.
İnsan aklının alamayacağı kadar tehlikeli oyunlar var bu hayatta. Kimi kolunu, kimi bacağını, kimi gözünü kimi insanlığını kaybediyor.
Bazı durumlarda fazla söz etmeye gerek yoktur. İnsanlar kimliklerini ceplerinde, karakterlerini yüreklerinde taşır. İkisinin de belli bir ağırlığı ve bedeli bulunur.
Dünyadaki en bilgili insan en alim insan değildir. Önemli olan bilginin hangi amaçlarla ve ne doğrultuda kullanıldığıdır.
Yamuk ağaçtan düz baston çıkarmak öyle kolay değil. Bu yüzden insan ilk önce söylediklerinin arkasında durmalı. Tutamayacağı sözlerle ne başkasını ne kendini kandırmalı.
Karşındaki tepeye konan kuşları görüyorsun, uçup gittiler. Tepeye bir daha bak, o tepede ne bir eksilme ne de bir fazlalık var.
Bir insanın nasıl güldüğünden o insanın nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlayacak kadar iyi bir gözlemci misin? Hiç tanımadığınız insanlar, sizi hiç tanımadığınız mutluluklara götürebilir.
Her şeyi açıklığa kavuşturmak mı istiyorsun? Yalnızca bir sözcük bütün her şeyi açıklayacaktır, niye söylemeye cesaretin yok?
Düşünceler adeta birer çiçek gibidir, şafak vakti toplanan çiçekler en uzun süre taze kalanlardır. Çiçeğin dalında güzel olduğunu düşünenlerse, bu dünyada rastlanmayacak kadar saf kalmayı başaranlardır.
Eğer açlıktan ölmek üzere olan yardıma muhtaç bir hayvana sahip çıkar ve onu beslerseniz size asla saldırmaz. Sizi koruyabilmek için canını ortaya koyar. İnsan ve hayvan arasındaki fark budur.
Yaşam dediğimiz şey nasıldır bilir misiniz? Dörtte biri güzel vakit geçirdiğimiz anlar, geri kalanı ise o güzel anları anımsamak.
Hangi ağaç bir diğerini ‘yaprakları eğri’ diye dışlar? Hangi balık bir diğerini “farklı yüzüyor” diye yasaklar? İnsan her şeyi bildiğini düşünüp, kendini asla bilemeyecek tek varlıktır.
Eğer bir kadın gözleri yerinden çıkacakmışçasına ağlıyorsa, onu ağlatan adamın başına geleceklerin imzası kadının gözyaşları olacaktır.
Hissettiğin çoğu şeyi bildiğini sandığın sözcüklerle açıklığa kavuşturamazsın. Genellikle en yakın anlamı taşıyan sözcüğü tercih edersin, ancak aradığın sözcük aslında farklıdır.
Yüreği parçalamaya tek bir söz yeter, fakat paramparça olan yüreği eski haline getirmeye ne bir özür, ne de bir yaşam yeter.
Bazı insanlar yaralandıkları zaman kendilerini iyileştirmek zorundadır. Hiç kimseye yardıma muhtaç olduklarını söyleyemezler, çünkü muhtaçlık bir zincirdir.
İnsanların gerçek yüzlerini göremediğin için kendine kızıyorsun. Ancak onların gerçek yüzleri her zaman yerli yerindedir. Nasıl baktığın ve nasıl gördüğün değil midir bütün olay?
Bazı insanlar ne yaşadıklarını, nasıl yaşadıklarını hiçbir zaman anlayamaz. Oysa gerçek anlamda yaşamak istiyorsanız birkaç defa ölmeniz gerekir.
Kendi kafasının içinde yaşayan insanlar için başka biriyle bir ilişkiye başlamak, başka birini yaşamak oldukça zordur. Dünya, insanın kafasında kurduğu kadar büyüktür.
Evrendeki en temiz kişi olduğunu savunan insanlar, gerçekte şeytanı bile kandırabilecek kapasiteye sahip olan kişilerdir. Eğer bir insan gerçekten saf ise, bunu dillendirme yoluna gitmez.
Hep aynı sen olarak kalacağını mı düşünüyorsun. İnsanların neredeyse tamamı değişir. Çoğunlukla asla dönüşmeyeceklerini söyledikleri şeyin kendisi olurlar.
Eğer bir kişi size “seni asla affetmeyeceğim” diye çıkışıyorsa, bu cümlenin içinde gizli bir “seni asla unutmayacağım” olduğu görülecektir.
Fazlasıyla dürüstsen, yeterince aşık olmuşsan, saf bir sevgiye sahipsen, kendinden başka hiçbir şeyden korkmuyorsan tamamsın demektir. Artık mutsuz olabilmek için hazırsın.
Başka kişilerin sizin hakkınızda ne düşündüklerini niye bu kadar umursuyorsunuz? Ben bunları umursamayarak yaşamımı beş yıl daha uzatmayı başardım.
Eğer bir tünele giriyorsanız, karşılaşabileceğiniz sonuçlara hazır olmanız gerekir. Tünelin sonundan size doğru yaklaşan ışık umudun değil bir kamyonun farı olabilir.
Aşkı öğrenmekle vakit kaybetme! Yalnızlığı iyice tanı ve onu öğren. Çünkü hayatının büyük bir kısmında yalnızlığına gereksinim duyacaksın.
İnsanoğlu mutluluğu hep uzaklarda arar, hâlbuki mutluluk hep ayağının dibindedir, göremez. Bizde olmadığını düşündüğümüz tüm güzel şeyleri, hep uzakta ararız.
Başkasının acılarını anlamayan kişiler de empati olmaz, empati sahibi olan kişiler asla başkalarının canını yakmaz.
Sevilmeyi beklemek için severseniz, bunun adı ticaret, karşılık beklemeksizin fedakârca severseniz, bunun adı gerçek sevgidir.
Hayatta en kahpe insan, kendisine yapılan iyiliklere karşılık kötülük eden nankör insanlardır.
İnsanların ne istediklerini anlayabilmek için, hayallerine bakmak gerekir. Zira hayalleri olmayan insanların ne istedikleri belli değildir.
İnsan binlerce yaratılan canlı içerisinde, egosu için öldüren tek varlıktır. İnsan dışında ki tüm canlılar, sadece doğaları gereği hayatta kalabilmek için öldürürler.
Kendi içinde ki boşlukları doldurmadan, eksiklikleri ve kusurları ile yüzleşmeden sevmeye çalışan insan, başkalarının hayatı için sadece hayal kırıklığı olur.
Hatasını kabul etmeyen insan kadar kedine zarar veren başka kimse yoktur. Kısacık hayatı, doğru bildiği yanlışları yaşayarak, zaman kaybı ile hatalar ile dolu geçer.
Yaşamak, ölmekten daha zor, öyleyse sizin için ölenleri değil, yaşayanları daha çok sevin.
Hem kötü, hem iyi insan yoktur. Ya iyi insansındır ya da kötü. İyiliğin olduğu yerde kötülük, kötülüğün olduğu yerde iyilik yaşayamaz.
Sadakat parayla satın alınabilecek bir erdem değildir. Ancak gerçekten sevebilen insanların, doğal refleksidir.
Dostlarını kaybetmek istiyorsan, onlarla para alış verişine gir. Bir dostu kaybetmenin en kısa yolu, onunla ticarettir.
Bilimin ve sanatın olmadığı yerde, ahlaki kavramlar gelişmez ve insanın değeri olmaz.
Sevebilen insan için cennet, sade bir mekândan ibaret değildir. Sevdiklerinin yüreğidir.
Hayatta ki en büyük ironilerden biri, cahil insanlar garip bir şekilde mutlu iken, bilgili ve sorgulayan insanların ölümüne mutsuz olmasıdır.
Herkes saf ve iyi doğar, önemli olan hayatın tüm kötülüklerine rağmen, iyi olma mücadelesi sergileyebilmektir.
Öyle bir insan olmalısın ki, başına ne gelirse gelsin, omurgalı davranmaktan vazgeçmemelisin. Omurgası olmayan bir insanın, tek hücreli canlılardan farkı yoktur.
İnsan kaç yaşına gelirse gelsin, içinde ki çocuğu öldürmemeli. İçimizde ki çocuk, saflığı ve iyiliği temsil eder, o ölürse geriye sadece saf kötülük kalır.
Medeniyet egonun gelişimi değil, düşünce ve eğitimin gelişmesi demektir.
Yarı yolda bırakılanlar yarı yolda bırakmazlar.
Anlamlı yazılar ile gönderilerinizi anlamlandırın.
Bildiğim bir geçmişe dönmektense, bilmediğim bir geleceğe yürürüm.
Bazılarının derinliği sularının bulanıklığından kaynaklanır. Aldanmayın!
Kendimi aradığım ne varsa, sende fazlasıyla buldum. Tamamlanmayı, bir insanın yarısı olmayı sende öğrendim.
Gerçek şu ki dostum; kimse için kendinizi tükettiğinize değmiyor. Ne kadar vefa gösterirseniz o kadar hain oluyor insanlar.
Şimdi çağırsan beni. Yine koşarak gelirim, nefes nefese gelirim yanına. Beni kırdığın aklımın ucundan geçmez. Ne kötü değil mi?
Sanki bir fotoğrafın iki karakteriydik ve o fotoğrafı biri ortadan ayırmıştı. Şimdi diğer yarısını özlemiş bir fotoğrafım hayatta.
Sadece durup bakışın, tüm dünya manzaralarıyla ölesiye yarışır.
Bir süre sonra her şeye alışmış gibi hissediyorsunuz. Tükenmiş olmanın sonucu bu. Yorulmuşluğun bedeli. Ne yazık ki…
Kendini özel hissettiğin ne varsa bir gün son bulacak. Öleceksin ve hayat kaldığı yerden devam edecek. Ne kadar üzücü değil mi?
Biri hakkında ileri geri konuşmadan önce iyi düşünün. Çünkü bulaştıracağınız çamur önce sizin ellerinizde olacak.
Biliyorum kolay değil beni anlamak. Ama sizi anlamak inanın çok daha zor.
Sanki seni tanımadan önce sadece var olmuşum hayatta. Seni tanıdıktan sonra yaşadığımı anladım.
Boğazına kadar dolusun ama hala içine atıyorsun. Öyle ki nefes alacak yerin kalmamış..
Gün bitti. Gülüşün üç gün gitmedi gözümün önünden.
Düşün ki tüm hayatın boyunca kafesin içinde yaşamışsın. Sonra bırakmışlar seni özgürsün, dilediğin gibi uçabilirsin. Ama gel gör ki kanatların güçsüz.
Bir gün hayatım tersine dönse de, burnumda tütenler bitse burnumun dibinde. Olmaz mı?
Bir insan ölmek istiyorsa, ona hayat veremezsiniz. Uğraşmayın boş yere.
Gelişin tüm kurumuş dallarıma arıların konması gibiydi. Umudun başkentiydi gözlerin.
İnsanlar böyledir. Bir yanlışının bin doğrunu götürmesine izin verir ve seni bir daha tanımazlar. Buna nankörlük de diyemezler üstelik.
Hayatımda olup biten ne varsa, uğruna hep ben çaba harcamışım meğer. Sadece benim çabamla olan her şeye helal olsun ama yorulup da vazgeçtiğim her ne varsa, iyi ki olmamış!
Bir süre sonra değiştiğimi iddia ettiler ama ben sadece kimin ne olduğunu görmeye başlamıştım.
Sonra ne olacaksa olsun ya deyip aklındaki her şeyi salıyorsun. Mutluluk ise tam bu noktada başlıyor. En cesur hareketin oluyor. Sonra ise senin için hiçbir şey bırakılamaz olmuyor açıkçası.
Ne zamanki sıkı sıkı tutunduğun o koltuk kenarlarını bırakıp, cesaretle tutunmadan bir adım atıyorsun; işte o zaman yürüyorsun. İşte o zaman büyüyorsun!
Dışarıdan evinize geldiğinizde anahtarı aramak yerine zile basabiliyorsanız, dünyanın en şanslı insanlarından birisiniz demektir.
Bazen sevgi her şeyin de üstesinden gelmez. Anlayış, saygı ve sadakat daha ağır basıyor bazen.
Bazıları yüreğinizin büyüklüğü karşısında ezilir. Vefa gösterip de yüceltmeyin!
Sonra sen çok şanslı bir insan olarak görüneceksin insanların gözünde. Onlar ise asla o aşamaya gelene kadar nelerle savaştığını bilemeyecekler!
Varla yok arası bulutlar bana göre değildi. Ya şimşekler çaktı, ya da güneşler açtı ruhumda.
Yaşamaya geç kaldığın hayat, asla bir hayat değildir. Sil her şeyi ve yeniden bir yol çiz kendine.
Her şey bitmiş ya da her şey yeniden başlamış.. Çok da bir önemi yok artık. Çoğum gitmiş, azım kalmış..
Bazı kelimeler diyorum, bazı insanların duyması için fazla güzel. Boş yere harcamayın.
Çalışıp kazanarak alınmayan ne varsa hep içinizde ukte kalacak. Ömür boyu sevilmenin verdiği huzuru arayacaksanız! Ömür boyu ne kadar çaba harcarsanız harcayın sevilmeyeceksiniz!
İnsanın gönlü boşuna yanmaz yiğidim. Ya geleceğe dair yaşamak istedikleri vardır ya da geçmişte kalan yaşanmışlıklar.
Bir kişinin tek bir yalanını yakaladığında, her doğrusunu sorgulamaya başlarsın.
Gökyüzünden okyanus dahi düşse aramızdan su geçmemeli.
Mevsimler suçsuz, yokluğun buz gibi.
Sükunet en güzel huzudur.
Yaşadığın, ayak bastığın o şehir çok şanslı. Belki de gözlerini gökyüzü zanneden martılar bile vardır.
Hükümdar olsaydım, senin olduğu yere saldırsaydım, gözlerini görünce gardımı düşürür, mağlup olurdum. Hiçbir zaferin vermeyeceği tatta bir mağlubiyet olurdu.