- Katılım
- 10 Şub 2021
- Mesajlar
- 591
- Tepkime puanı
- 11
- Puanları
- 18
- Konum
- Frankfurt
- Web sitesi
- www.benkral.net
Tevbe, Hakka yönelmek vehakka dönüş demektir. Allahtan af ve mağfiret dilemek için kalplerden taşan niyazlar da istiğfardır. gelelim tevbe ve istiğfar nasıl yapılır? Tevbe ve istiğfar duası Arapça-Türkçe, tevbe ve istiğfar duası ve anlamı…
Haris bin Süveyd anlatıyor: Abdullah ibni Mes’ud -radıyallahu anh- bize iki hadis rivayet etti. Bunlardan biri Hz. Peygamber -aleyhissalatu vesselam-’dandı, diğeri de kendisinden. Dedi ki:
“Mü’min günahını şöyle görür: O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Facir ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür.” İbni Mes’ud bunu söyledikten sonra eliyle, “şöyle” diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır.
KULUN TÖVBE ETMESİ ALLAH’I SEVİNDİRİR
Sonra dedi ki: “Ben Rasûlullah -aleyhissalatu vesselam-’ın şöyle buyurduğunu işittim: «Allah, mü’min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir: Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmektedir. Bir ara (yorgunluktan) başını yere koyup uyur. Uyandığı zaman görür ki, hayvanı başını alıp gitmiştir. Her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda aç, susuz, yorgun ve bitap düşüp: «Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım» der. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır. Derken bir ara uyanır. Bir de ne görsün! Başı ucunda hayvanı durmaktadır, üzerinde de yiyecek ve içecekleri. İşte Allah’ın, mü’min kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden daha fazladır.»”
Müslim’in bir rivayetinde şu ziyade var: “Sonra adam sevincinin şiddetinden şaşırarak şöyle dedi: «Ey Allah’ım, sen benim kulumsun, ben de senin Rabb’inim.»” (Buharî, Deavat, 4; Müslim, Tevbe, 3; Tirmizî, Kıyamet, 50)
TEVBE VE İSTİĞFAR DUASI VE ANLAMI
Ebu Bekri Sıddik -radıyallahu teala anh- Hazretleri: “– Ya Rasûlallah, namazın ahirinde okumak üzere bana bir dua ta’lîm buyur” dedikte Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri buyurmuşlardır ki: “Şöyle dua et:
اَللّٰهُمَّ اِنِّى ظَلَمْتُ نَفْسِى ظُلْمًا كَثِيرًا وَلَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلَّا اَنْتَ فَاغْفِرْ لِى مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحَمْنِى اِنَّكَ اَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
“Ya Rabb, muhakkak ki ben kendime çok zulmettim; yani çok günah işledim. Günahları ise ancak sen afv ü mağfiret edersin. Hakkıyle gafur ve rahîm ancak sensin. Beni kendi indinden bir fazl u keremle afv ü mağfiret eyle ve bana lutf u ihsanınla merhamet eyle. Yani benim istihkakım olmayarak mahza fazl u kereminle cehennemden halas edip cennet ve cemaline kavuştur. Şüphesiz Sen Ğafûr ve Rahîm’sin, yani çok affeden ve çok merhamet edensin.” (Buharî, Ezan, 149; Deavat, 16)
Haris bin Süveyd anlatıyor: Abdullah ibni Mes’ud -radıyallahu anh- bize iki hadis rivayet etti. Bunlardan biri Hz. Peygamber -aleyhissalatu vesselam-’dandı, diğeri de kendisinden. Dedi ki:
“Mü’min günahını şöyle görür: O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Facir ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür.” İbni Mes’ud bunu söyledikten sonra eliyle, “şöyle” diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmıştır.
KULUN TÖVBE ETMESİ ALLAH’I SEVİNDİRİR
Sonra dedi ki: “Ben Rasûlullah -aleyhissalatu vesselam-’ın şöyle buyurduğunu işittim: «Allah, mü’min kulunun tevbesinden, tıpkı şu kimse gibi sevinir: Bir adam hiç bitki bulunmayan, ıssız, tehlikeli bir çölde, beraberinde yiyeceğini ve içeceğini üzerine yüklemiş olduğu bineği ile birlikte seyahat etmektedir. Bir ara (yorgunluktan) başını yere koyup uyur. Uyandığı zaman görür ki, hayvanı başını alıp gitmiştir. Her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda aç, susuz, yorgun ve bitap düşüp: «Hayvanımın kaybolduğu yere dönüp orada ölünceye kadar uyuyayım» der. Gelip ölüm uykusuna yatmak üzere kolunun üzerine başını koyup uzanır. Derken bir ara uyanır. Bir de ne görsün! Başı ucunda hayvanı durmaktadır, üzerinde de yiyecek ve içecekleri. İşte Allah’ın, mü’min kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, kaybolan bineğine azığıyla birlikte kavuşan bu adamın sevincinden daha fazladır.»”
Müslim’in bir rivayetinde şu ziyade var: “Sonra adam sevincinin şiddetinden şaşırarak şöyle dedi: «Ey Allah’ım, sen benim kulumsun, ben de senin Rabb’inim.»” (Buharî, Deavat, 4; Müslim, Tevbe, 3; Tirmizî, Kıyamet, 50)
TEVBE VE İSTİĞFAR DUASI VE ANLAMI
Ebu Bekri Sıddik -radıyallahu teala anh- Hazretleri: “– Ya Rasûlallah, namazın ahirinde okumak üzere bana bir dua ta’lîm buyur” dedikte Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri buyurmuşlardır ki: “Şöyle dua et:
اَللّٰهُمَّ اِنِّى ظَلَمْتُ نَفْسِى ظُلْمًا كَثِيرًا وَلَا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلَّا اَنْتَ فَاغْفِرْ لِى مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحَمْنِى اِنَّكَ اَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
“Ya Rabb, muhakkak ki ben kendime çok zulmettim; yani çok günah işledim. Günahları ise ancak sen afv ü mağfiret edersin. Hakkıyle gafur ve rahîm ancak sensin. Beni kendi indinden bir fazl u keremle afv ü mağfiret eyle ve bana lutf u ihsanınla merhamet eyle. Yani benim istihkakım olmayarak mahza fazl u kereminle cehennemden halas edip cennet ve cemaline kavuştur. Şüphesiz Sen Ğafûr ve Rahîm’sin, yani çok affeden ve çok merhamet edensin.” (Buharî, Ezan, 149; Deavat, 16)